Destina Kirazoğlu | 28 Şubat 2021

Merhaba arkadaşlar
bugün motivasyonumuzu artırmak, gülmek, eğlenmek, hayal etmek için gelecekten sizleri
selamlıyoruz.
„Bir cumartesi günüydü.
Sabah kalktım kahvaltı ettim. Odamı topladım vs vs.“
Hayat akışının ne
kadar sıkıcı olduğunun farkındasınız dimi? Ee Hadi o zaman bizimle biraz daha
farklı bir gün yaşamaya ne dersiniz?
İlk baş 5n1k
yapalım.
- „Ne?“: İki kız kardeşin gözünden bir
cumartesi
- „Ne zaman?“: 2022’de bir gün
- „Nerede?“: Füssen / ALMANYA
- „Nasıl?“: Eğlenceli, huzurlu
- „Neden?“: İlham olmak için
- „Kim?“: Dilara / Destina
Destina:
Kahvaltıdan sonra kendimle biraz baş başa
zaman geçirmek istediğim için kendime yürüyüş rotası oluşturdum. Yürüyüş rotam
kısa ve tatmin edici olmalıydı. Bu yüzden Romantik Yol (romantische Straße)‘dan
gitmeye karar verdim. Zaman kaybetmeden giyinip evden çıktım. Sokaklar bugün
hafta sonu olduğu için boştu. Tabi yürürken tonton yaşlı komşularla yolda
karşılaşınca merhabalaştık. (Almanya’da deli gibi spor yapan yaşlı insanları
görmek mümkün) Yürüyüş yapmak o kadar iyi gelmişti ki… O ıslak toprak kokusu
(dün gece yağmur yağdı), cıvıldaşan kuş sesleri, taze oksijen… Üzerime tatlı bir yorgunluk çökmeye başlamıştı bu yüzden eve dönmeye karar verdim. Çarşıdan geçerken „ Hmm acaba bir dilim
pasta mı alsam? “ diye düşünürken kendimi en sevdiğim fırında buldum. Tam
istediğim pastayı alırken sabırsızca çalan telefonum, sözlerimi böldü. Tabii ki
arayan Diloştu. Berlin’den gelecek arkadaşımızı tren garında karşılamamız
gerektiğini söylüyordu. Bekle bir saniye?! Berlin? Arkadaşımız? Kahretsin… Ben
bunu nasıl unutabilirdim? Hemen koştura koştura ablamla buluşma noktamız olan
tren garına gittim. Allahtan tren biraz gecikme yapmıştı da yoksa arkadaşımızın
dilinden bir on sene çekeceğimiz vardı.
Trenden indiğinde kendimizi tutamayıp
üstüne atladık. Birbirimizi bayağı özlemişiz. Eve dönüş yolunda Diloşla ikisi yine
kendilerini tutamayıp eskisi gibi birbirine sataşmaya başladılar. Yani
anlayacağınız dakika bir gol bir… Kahkahalarımız sokakta yankılanıyordu.
Çocuklar gibi neşeli ve şendik.
Eve geldiğimizde hava nerdeyse
kararıyordu. Eski günlerdeki gibi üçümüz hem muhabbet ederek hem de birbirimize
sataşarak yemek yapıyorduk. Kendimizi övünmek gibi olmasın ama; bu üçlü eğer
bir yemek yapıyorsa emin olun o yemek muhteşem olmuştur. Yemeklerimizi alıp
terasa geçtik. Teras manzarası eşliğinde bol muhabbetli bir akşamdı.
Bugünün hiç bitmemesini diledim.
Gözlerimi araladım. Her yer karanlıktı. Bir an
lanet olsun bu da mı gelecekti başımıza bugün cumartesi ve yine mi yağmurlu
diye geçirirken perdeyi aralamamla güneş ışıklarının Alp Dağlarının arasından
ilk ışımasını gördüm. Kalk Diloş bu hava kaçırılmaz göl kenarında hızlı bir
yürüyüş yapalım. Kulaklıklarımı aldım ve kendimi yolun akışına bilinçdışı
şekilde bıraktım. Ne kadar çok şey değişmişti hayatımızda. Cesaretle attığımız
ilk adımdan sonra Almanya’ya yerleşirken yaşadığımız zorlukları düşündüm.
Gülümsedim. Geçmişti geride kalmıştı her şey.
Geçen sevgili komşularımızı da selamladıktan sonra
izlemeye devam ettim. Renklerin tadını çıkardım. Yeşilin, açan çiçeklerin,
dağlardaki geçişlerin… Derin nefes aldım ve dönerken birkaç küçük ekmek almaya
karar verdim. Destina için de bir kruvasan almalı mıydım? O kadar pilates
yapıyor yemese daha iyi gibi sanki.
Koşar adımlarla eve giderken şarkı söylüyordum
bile. Güneş enerjisi ile kanım kaynamıştı. Destina’nın yatağına atlayıp, ‘Hadi
ablacım 100 günde bir olan Güneşin tadını çıkarmalıyız’ deyip koşar adımlarla
merdivenleri üçer beşer atlayarak mutfağa gittim. Kahve makinesine iki bardak…
Kahveler tamamdır. Gazetemiz de nerede? Bakalım aa bu tatil rotasyonuna
bayıldım. ‘Destoş hadi haftaya gidelim.‘ deyip Google’da anında otel aramaya başladık
bile.
Kitabımı alıp hemen güneşin altında devam. Bacağım
uyuşmuş. Bir saniye saat 2 mi olmuş?
Koş koş arkadaşımız Berlin’den geliyor. Onu tren
garında karşılamalıyız. (Almanya’da olan gelişmiş tren ağı sayesinde her yere
kolaylıkla ulaşım sağlamanız mümkün) Sonra da güzel yemeklerimizi yiyip iyi bir
şarap içeceğiz. Ortak konu hafta içinin güzelliği. Hobilerimiz, rahatlığımız.
Tamam Diloş 7’de kalkıyorsun ama 4’ü çeyrek geçe de işin tamamen bitiyor. O
kadar çok şeye vaktimiz varmış ki. Tekrar hatırlayıp gülüyorum eski zamanı.
Saat 8’de eve koşturarak gelişim. Asla yemek yerken yaşadığım enerjisizlik
durumu. İşsizlik korkusu. Zormuş deyip gülümsüyoruz.
Yürüyerek eve geldik ve biraz daha terasın tadını çıkardık. Güzel bir akşamdı.
Sevgilerimizle,
Destina Kirazoğlu
Dilara Kirazoğlu
Yorumlarınız bizi mutlu eder, siz akşam yemeğimize nasıl katılmak istersiniz?
1 yorum
TURGUT ARSLAN
21 Ocak 2021 - 12:41
Selam Arkadaşlar, Avrupada en sevdiğim insan popülasyonunun dağılmış olması. Yani 16 milyon insan bir şehirde yaşamıyor:) Bu nedenle de yaşam alanları, doğa, hayat daha bir farklı oralarda. Türkiye de tabi ki çok güzel ancak insan arada şöööyle bir havasını alıp gelmek istemiyor değil:) Benim epeydir felsefem “yemek yemek için hak etmek gerek”. Bir yemek yiyeceksem, bir de yanında bişeyler içeceksem bunlar hep kalori:) Önce koşalım şöyle bir 15/20 KM sonra güzel bir akşam yemeği hak edilir:) Hele bir de koşacağın şehir böyle düzenli, tertipli ve seni cezbediyorsa daha ne ister insan. Spor, zindelik ve sonunda hayatın tadı bir başka oluyor. Hele bir de bu yaşadığın güzellikleri paylaşacağım eşin, dostun, kardeşin, arkadaşın yanındaysa daha ne olsun... Sevgiler...
Yorum Yap